İstanbul DGM Cumhuriyet Savcılığı'nca 36
sanık hakkında hazırlanan mütalaada, kamuoyunda ''Adnan Hoca'' olarak tanınan
Adnan Oktar'ın, bir din adamı kisvesi altında kendine bağladığı sanıklarla tam
ve disiplinli bir örgütlenme oluşturduğu iddia edildi.
İstanbul 1 No'lu DGM'deki duruşmaya,
tutuksuz sanıklar Mehmet Murat Atmaca, Emre Çalıkoğlu ve Adnan Tınarlıoğlu
katıldı. Davanın gıyabi tutuklu 2 sanığı ile tutuksuz 31 sanığı ise duruşmaya
gelmedi.
Duruşmada söz verilen DGM Cumhuriyet Savcısı
Selim Berna Altay, 10 sayfadan oluşan yazılı mütalaasını mahkeme heyetine
sundu.
Sanık Adnan Oktar'ın, bir din adamı
kisvesi altında diğer sanıkları kendine bağlamak suretiyle dini konularda
açıklamalarda bulunmaya başladığı, zaman içinde bu bağlanışın tam ve disiplinli
bir örgütlenme haline dönüştüğü anlatılan mütalaada, sanığın, bu gruplaşma
içinde kendi yorumlarına ilişkin dini kurallar vaat ettiği, namaz vakitlerini
2'ye indirdiği belirtildi.
Sanıklar arasında gerek ekonomik, gerekse
özel hayatın tıpkı bir komün gibi dışa kapalı ve kendine has kurallarla
donatılmış bir yaşantı haline geldiği ifade edilen mütalaada, topluluğun erkek
üyelerine ''kardeşler'', bayan üyelerine ''bacılar'' şeklinde isim verildiği,
gruplar içinde kıdemlenerek yönetici konumuna gelenlerin ise ''imam kardeş'' ve
''imam bacı'' sıfatları aldıkları anlatıldı.
Topluluk üyelerinin, günlük hayatta elde
ettikleri kazançların küçük bir kısmını kendilerine harçlık olarak ayırdıkları,
geriye kalanı ise kendi rızalarıyla topluluğun emrine sundukları kaydedilen
mütalaada, bu paralarla topluluğa ait büyük bir çiftlik evi inşa edildiği, bir
kısım toplantı ve faaliyetlerin de burada gerçekleştirildiği vurgulandı.
Cinsel yaşam...
Topluluğun kendine has bir cinsel
yaşantısı olduğu, topluluk üyeleri arasında evlilik ve cinsel ilişkinin
yasaklandığı ifade edilen mütalaada, daha sonra şöyle denildi:
''Ancak üyelerin, üye olmayan kişilerle
cinsel temasta bulunmalarına izin verilmektedir. Topluluğun erkek üyeleri,
arkadaşlık kurdukları kızları bu topluluğa ait evlere getirmekte, anal ya da
oral ilişkiler, normal ilişkiye dönüşmesinin engellenmesini temin maksadıyla
şahitlerin gözetiminde yapılmakta ve bu ilişkiden sonra mağdur, Adnan Oktar'ın
beğenisine sunulmaktadır. Bu sanıktan olur alındıktan sonra mağdur, topluluk
içinde yer alan başka erkeklerle aynı şekilde ilişkiye zorlanmakta, bu safha
sonrasında topluluğa üye olarak kabul edilmektedir. Topluluğun cinsel
ihtiyaçlarını karşılamak maksadıyla getirilen bu kızlar için 'motor' tabiri
kullanılmaktadır.
Bu tür cinsel ilişkiler kameraya da
kaydedilmekte ve gerektiğinde tehdit unsuru olarak kullanılabilmektedir.''
Mütalaada, Ebru Şimşek'in bu topluluğa üye yapılmaya zorlandığı, kabul
etmeyince daha önce kameraya alınmış çıplak görüntülerinin basına verileceği
söylenerek tehdit edildiği de anlatıldı.
Dönemin İstanbul Milletvekili Celal Adan
aleyhine bir kampanya başlatıldığı, müştekinin tüm geçmişinin en ince
ayrıntısına kadar araştırılarak siyasi geleceğinin yok edilmesine çalışıldığı
da belirtilen mütalaada, bu topluluğa karşı yapılan polis operasyonlarından
sorumlu tutulan Mehmet Ağar aleyhine de karalama kampanyası yürütüldüğü
kaydedildi.
Mütalaada, topluluk üyelerinin, 1995
yılında Adnan Oktar ve topluluğu aleyhine yazdığı yazılar ve konuşma yaptığı
radyo programı üzerine gazeteci Fatih Altaylı'yı da tehdit ettikleri
bildirildi.
Ceza istemleri...
Mütalaanın sonuç bölümünde, sanıklar
Adnan Oktar, Fırat Develioğlu, Emre Nil, Halil Hilmi Müftüoğlu, Hasan Basri
Güner, Ferhat Terkoğlu, Ufuk Özturgut, Hatice Tijen Öztemir, Alev Ulaşoğlu,
Meltem Arıkan, Korkut Yasa, Burak Abacı, Kartal İş, Turgut Aksu, Altuğ Müştak
Berker, Burak Sanver, Seçim Köse, Tarkan Yavaş, Ali Suat Kütahnecioğlu, Tolga
Horoz, Adnan Tınarlıoğlu, Emre Çalıkoğlu, Bahattin Selçuk Hazneci, Atilla
Menevşe, Mesut Soltay, Muhammet Cihat Gündoğdu, Mehmet Murat Atmaca, Murat
Terkoğlu, Gökalp Barlan, Ersin Alacadağ, Esragül Efeoğlu, Hüseyin Avni Cem
Yücel ve Timur Ayan'ın, 4422 sayılı Kanun'un 1/1. maddesi uyarınca ''Çıkar
amaçlı suç örgütü kurmak'', müdahiller Ebru Şimşek, Fatih Altaylı ve Mehmet
Ağar'a yönelik eylemleri nedeniyle de TCK'nın 192/1. maddesinin 3 kez
uygulanması suretiyle ''Tehditle menfaat sağlamak'' suçlarından dolayı toplam 6
ile 15'er yıl arasında ağır hapis cezasına çarptırılmaları istendi. Bu
sanıkların, müşteki Celal Adan'a yönelik fiillerinden dolayı beraatleri
öngörülen mütalaada, gıyabi tutuklu sanıklar Uğur Örmen ve Mustafa Kemal Gül'ün
dosyalarının ayrılması, sanık Bekir Murat Sarıaslan hakkındaki dava dosyasının
ise ''görevsizlik kararı'' ile İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilmesi
talep edildi. Mütalaada, ''Çıkar amaçlı suç örgütü kurmak'' suçundan
cezalandırılmaları istenen Tarkan Yavaş ve Altuğ Müştak Berker'in, ''Müsnet
cürüm işleyenleri izlemek'' suçundan ise delil yetersizliği nedeniyle
beraatleri öngörüldü. Savcılığın mütalaasına katılmadıklarını belirten sanık
avukatları, esas hakkındaki savunmalarını hazırlayabilmek için süre talebinde bulundular.
Bu talepleri kabul eden mahkeme heyeti, duruşmayı erteledi.
No comments:
Post a Comment